Kiyadder'in düzenlediği konferansa büyük ilgi

Kızılcahamam (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 13.03.2007 - 23:00, Güncelleme: 13.03.2007 - 23:00 2554+ kez okundu.
 

Kiyadder'in düzenlediği konferansa büyük ilgi

Kızılcahamam İlim-Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kültür etkinlikleri kapsamında planladığı “Namazda Diriliş” paneli, 13 Mart Salı akşamı 19:30 da ilçemiz Belediye Düğün salonunda kalabalık bir davetli topluluğu karşısında gerçekleştirildi.

Kızılcahamam İlim-Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kültür etkinlikleri kapsamında planladığı “Namazda Diriliş” paneli, 13 Mart Salı akşamı 19:30 da ilçemiz Belediye Düğün salonunda kalabalık bir davetli topluluğu karşısında gerçekleştirildi.   Bilindiği gibi özellikle son günlerde yazılı ve görsel medyada, “Namaz gönüllüleri platformu” nun etkinlikleri epeyce yer alır oldu.   2006 yılı Miraç Kandili’nden beri ülke çapında düzenlediği dizi konferanslarla (90 adet ) kendinden bahsettiren kuruluş, Kiyadder’in daveti üzerine ilçemizde de bir konferans verdi.   Manevi eksikliklerimizden biri olan ibadet ve özellikle namaz konusunun derinliğine ele alındığı bu toplantıya katılanların çokluğu göz önünde tutulursa, toplumun konuya verdiği önem ortaya çıkıyor.   Konularında uzman bir kadro ile gerçekleşen  ve panel şeklinde cereyan eden etkinlikte Kiyadder’in, geçen yıl olduğu gibi bu yıl ve bundan sonra da bu tür kültürel faaliyetlerle  adından epeyce söz ettireceği anlaşılıyor.   Özellikle hanımların ve gençlerin yoğun bir katılım sergiledikleri program, toplumun bu önemli konuya ne kadar ilgi gösterdiğinin bir resmi idi. Yatsı namazı sonrası programa gelen büyük bir gurup ise, yer olmadığından geri dönmek zorunda kaldı.   Panelde şeklinde cereyan eden programın konukları, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar, Doç. Dr. Şadi Eren ve Araştırmacı yazar Ramazan Kayan, konularında uzman ve bir o kadar da tecrübeli kişilikleri ile, davetliler üzerinde çok olumlu izlenimler bıraktılar.   İstiklal Marşı ile açılan programda, sırası ile küçük kızlardan oluşan “Minik dua grubu” ve erkek öğrencilerin korosu epey beğeni topladı. Yine bir öğrencinin okuduğu Kur’an-ı Kerim ise gerçekten etkileyici oldu.   Büyük bir dikkat ve huşu içinde takip edilen programda öne çıkan başlıkları şu şekilde özetlemek mümkün:   Allah (CC) ve Resulullah (SAV) ile beraber olmak isteyen ve Allah’tan Cennet talep eden insanlar nelere dikkat etmeli, nasıl davranmalı?   Namaz, dinin ilk emri olmakla dinin giriş kapısı olup, namazsızlık ise dinden çıkışın ilk basamağı olarak değerlendirilir. Bu gün toplumumuzdaki çökme ve çözülme, namazdan uzaklaşmanın tabii bir sonucudur. Namaz ve özellikle secde, kulun  Allah ile en yakın olduğu an olup, namaz Allah ile beraberlik demektir. Namaz, Allah’ı ciddiye almak, samimi olmak, Allah’ı hesaba katmak, kendinden Allah’a iletişim kurmak, Allah’tan razı olmak, emirlerine ve takdirlerine razı olmaktır. Namaz, Allah’ı önemsemek, kendini Allah’ın denetimine açmak, O’na muhtaçlık ve mahcubiyetin delili, namazsızlık ise “Benim Allah’a ihtiyacım yok” demektir. Bu gün insanlar namazın ruhundan kopmuş, ve şeklî bir namaz hakimdir. Halbuki namaz ve secde huşu içinde olması gerekir, bu şekilde bir secde bereket ve ikrama vesile olur. Rant, reklam, gösteri ve hesap namazı, kıyamette yüzlere dolanacaktır. Bedenimiz kadar ruhumuzun da namaz kılması gerekir, bunun için de çocukların küçük yaştan itibaren kıbleye alıştırılarak, ileride bir kıble krizi doğmasının önlenebilir.   Allah’ın kendisine ne kadar değer verdiğini, Allah katında itibarının ne kadar olduğunu  ve Allah’ın gündeminde kendisinin kaçıncı sırada olduğunu merak eden birisi, kendisinin Allah’a ne kadar değer verdiğine, Allah’ın kendi şahsındaki itibarına ve kendi gündeminde Allah’ın kaçıncı sırada olduğuna bakmalıdır.   Her namazın sanki son namaz gibi eda edilmesi sayesinde münker ve fahşa’dan korunulabilir. Bu gün Orta Asya Türkî Cumhuriyetlerinde bazı yerlerde imam namazdan önce cemaate; “son namazınızı kılıyor gibi niyetlenin” demek suretiyle bir ikaz görevi yapmaktadır.   Bu konuda İslam tarihinde bir çok örnek mevcuttur. Hz. Ömer son namazını kanlar içinde kılmıştır. Hz. Peygamber, o kadar çaba gösterip üç defa abdest almasına rağmen bayılmış ve ashabı ile son namazını kılamamış ve yerine Hz. Ebubekir’i vekil tayin etmiştir. Bir Hadis-i Şerif’te “İlk çözülen halkanın hilafet, sonuncusunun da namaz olduğu” bildirilmiş olup, günümüz toplumunun dine bakışı bunu doğrulamaktadır. Cabir’den nakledilen başka bir hadiste ise;”Allah katındaki yerini merak eden bir insanın, kendi katında Allah’a verdiği değere bakması” gerektiği vurgularken, kendimizle bu konuda yüzleşme ihtiyacı açığa çıkıyordu. Gerçekten, insanın gündeminde Allah kaçıncı sırada ise, Allah’ın gündeminde de insanın aynı sırada olduğu göz önünde tutulursa, karşı karşıya olunan hüsranın boyutları insanı korkutmaya ve aklını başına toplamaya yeter.   İnsanlar kendi başlarına belki ibadet etme gereğini bilebilirler ancak nasıl ibadet edileceği, Peygamberler vasıtası ile açıklanmış olup, Müslümanlar da namazı Peygamber’in gösterdiği gibi kılmakla beraber, öz olarak arada çok fark var. Peygamberimiz’in hayatı namazdan ibaret olup, “kaza namazı” gibi bir sünneti olmamıştır. Sadece Hendek ve Hayber dönüşlerinde mecburiyetten kazaya kalan namazları için çok mütessir olmuşlardır. Kur’an’da da bu konuda tek bir ayet yoktur. Buna rağmen bu gün namaz kılan insanların, vaktinde kılmama gibi bir alışkanlıkları var. “Evlerin kabir yapılmaması” na ilişkin Hadis-i Şerif, evde de namaz kılınması gereğini ortaya koyuyor. İbadet görevinin yerine getirilmesi yanında, ev halkı ve çocuklara bu şekilde güzel bir örnek teşkil edilebilir. Ahiret günü ilk hesabın, namaz ile ilgili olacağı dikkate alınırsa, bu konuda bir lüksümüzün olamayacağı ortaya çıkıyor. Bütün kainatın uyum içinde bir ibadet görevini yerine getirirken, sadece insanın bu göreve katılmada ihmali bulunmaktadır. Sadece içki sarhoşluğu değil, dünyaya fazla dalarak da yaşadığımız sarhoşluk ile ibadetlerimizi acele yapıyoruz ve huşuyu yaşayamıyoruz. Namaz kılmak için ise belli bir yaşın beklenmesi yanlışlık ve gaflet olup, ne zaman öleceğini bilemeyen insanın çocuk yaşta namazını eda etmeye başlaması ölüsünden önce dirisinin camie gelmesi gerekir. Allah, insanları o kadar fazla seviyor ki, onları randevusuz günde beş vakit huzuruna kabul ediyor. Öyleyse bu şerefe nail olmak isteyen insan, güne namaz ile başlamalı, namaz ile bitirmelidir. Burada insan olarak kendimizi eleştirirken aynı zamanda, Allah’ın kullarını günde beş vakit randevusuz olarak huzuruna kabul etmesini bir şeref olarak telakki etmek gerekir. Namaz kılan insan eğer hala haram işliyor ve dalalette ise, kıldığı namazı ve bütünüyle kendisini kontrol etmelidir. Dinin dogmalardan ibaret olup, insanları köleleştirdiği savsatasının aksine insana özgürlük verdiği vurgulanırken, Fatiha suresindeki “İyyake na’budû” hükmünün ;”Ben sadece SANA (Allah’a) kulluk ederim” demekle aynı zamanda kula kul olmaktan, ideolojilere ve dünya metaına  da üstelik aşırı bir şekilde bağlanmaktan kurtulmasını sağladığı ortaya çıkıyordu.   Bu toplantıya halkımızın gösterdiği aşırı güven ve teveccüh göstermiştir ki, bu tür etkinliklere çok ihtiyaç var. Özellikle büyük ölçüde erozyon yaşanan manevi değerlerin yeniden kazanımı, daha medeni ve müreffeh bir sosyal hayat, daha düzenli toplum ve aile yapısı için hemen her vesile için bu çeşit etkinliklerin halka arz edilmesi gerekiyor.   Özellikle kadınlarımız ve gençlerimizin yoğun talebi bizleri duygulandırdığı kadar düşündürdü de. Bu konuda daha fazla sorumluluk almamız gerektiğini bu vesile ile bir kere daha anlamış olduk. İsmimiz, cismimiz, görüşümüz ne olursa olsun, namaz gibi hassas bir konunu ele alındığı bir yerde, halkımızı bir ve beraber görmenin verdiği mutluluk yanında gelecek ile ilgili daha yoğun çalışma plan ve programları yapmanın gereğini vurgulamak isteriz.  29 Mart 2007 günü, kapalı spor salonunda yapılacak “Kutlu Doğum” etkinlikleri de bu kapsamda yeni bir dönüm noktası oluşturacaktır
Kızılcahamam İlim-Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kültür etkinlikleri kapsamında planladığı “Namazda Diriliş” paneli, 13 Mart Salı akşamı 19:30 da ilçemiz Belediye Düğün salonunda kalabalık bir davetli topluluğu karşısında gerçekleştirildi.

Kızılcahamam İlim-Kültür, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin kültür etkinlikleri kapsamında planladığı “Namazda Diriliş” paneli, 13 Mart Salı akşamı 19:30 da ilçemiz Belediye Düğün salonunda kalabalık bir davetli topluluğu karşısında gerçekleştirildi.

 

Bilindiği gibi özellikle son günlerde yazılı ve görsel medyada, “Namaz gönüllüleri platformu” nun etkinlikleri epeyce yer alır oldu.

 

2006 yılı Miraç Kandili’nden beri ülke çapında düzenlediği dizi konferanslarla (90 adet ) kendinden bahsettiren kuruluş, Kiyadder’in daveti üzerine ilçemizde de bir konferans verdi.

 

Manevi eksikliklerimizden biri olan ibadet ve özellikle namaz konusunun derinliğine ele alındığı bu toplantıya katılanların çokluğu göz önünde tutulursa, toplumun konuya verdiği önem ortaya çıkıyor.

 

Konularında uzman bir kadro ile gerçekleşen  ve panel şeklinde cereyan eden etkinlikte Kiyadder’in, geçen yıl olduğu gibi bu yıl ve bundan sonra da bu tür kültürel faaliyetlerle  adından epeyce söz ettireceği anlaşılıyor.

 

Özellikle hanımların ve gençlerin yoğun bir katılım sergiledikleri program, toplumun bu önemli konuya ne kadar ilgi gösterdiğinin bir resmi idi. Yatsı namazı sonrası programa gelen büyük bir gurup ise, yer olmadığından geri dönmek zorunda kaldı.

 

Panelde şeklinde cereyan eden programın konukları, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tasavvuf Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Aşkar, Doç. Dr. Şadi Eren ve Araştırmacı yazar Ramazan Kayan, konularında uzman ve bir o kadar da tecrübeli kişilikleri ile, davetliler üzerinde çok olumlu izlenimler bıraktılar.

 

İstiklal Marşı ile açılan programda, sırası ile küçük kızlardan oluşan “Minik dua grubu” ve erkek öğrencilerin korosu epey beğeni topladı. Yine bir öğrencinin okuduğu Kur’an-ı Kerim ise gerçekten etkileyici oldu.

 

Büyük bir dikkat ve huşu içinde takip edilen programda öne çıkan başlıkları şu şekilde özetlemek mümkün:

 

Allah (CC) ve Resulullah (SAV) ile beraber olmak isteyen ve Allah’tan Cennet talep eden insanlar nelere dikkat etmeli, nasıl davranmalı?

 

Namaz, dinin ilk emri olmakla dinin giriş kapısı olup, namazsızlık ise dinden çıkışın ilk basamağı olarak değerlendirilir. Bu gün toplumumuzdaki çökme ve çözülme, namazdan uzaklaşmanın tabii bir sonucudur.

Namaz ve özellikle secde, kulun  Allah ile en yakın olduğu an olup, namaz Allah ile beraberlik demektir.

Namaz, Allah’ı ciddiye almak, samimi olmak, Allah’ı hesaba katmak, kendinden Allah’a iletişim kurmak, Allah’tan razı olmak, emirlerine ve takdirlerine razı olmaktır.

Namaz, Allah’ı önemsemek, kendini Allah’ın denetimine açmak, O’na muhtaçlık ve mahcubiyetin delili, namazsızlık ise “Benim Allah’a ihtiyacım yok” demektir.

Bu gün insanlar namazın ruhundan kopmuş, ve şeklî bir namaz hakimdir. Halbuki namaz ve secde huşu içinde olması gerekir, bu şekilde bir secde bereket ve ikrama vesile olur. Rant, reklam, gösteri ve hesap namazı, kıyamette yüzlere dolanacaktır.

Bedenimiz kadar ruhumuzun da namaz kılması gerekir, bunun için de çocukların küçük yaştan itibaren kıbleye alıştırılarak, ileride bir kıble krizi doğmasının önlenebilir.

 

Allah’ın kendisine ne kadar değer verdiğini, Allah katında itibarının ne kadar olduğunu  ve Allah’ın gündeminde kendisinin kaçıncı sırada olduğunu merak eden birisi, kendisinin Allah’a ne kadar değer verdiğine, Allah’ın kendi şahsındaki itibarına ve kendi gündeminde Allah’ın kaçıncı sırada olduğuna bakmalıdır.

 

Her namazın sanki son namaz gibi eda edilmesi sayesinde münker ve fahşa’dan korunulabilir. Bu gün Orta Asya Türkî Cumhuriyetlerinde bazı yerlerde imam namazdan önce cemaate; “son namazınızı kılıyor gibi niyetlenin” demek suretiyle bir ikaz görevi yapmaktadır.

 

Bu konuda İslam tarihinde bir çok örnek mevcuttur. Hz. Ömer son namazını kanlar içinde kılmıştır. Hz. Peygamber, o kadar çaba gösterip üç defa abdest almasına rağmen bayılmış ve ashabı ile son namazını kılamamış ve yerine Hz. Ebubekir’i vekil tayin etmiştir.

Bir Hadis-i Şerif’te “İlk çözülen halkanın hilafet, sonuncusunun da namaz olduğu” bildirilmiş olup, günümüz toplumunun dine bakışı bunu doğrulamaktadır.

Cabir’den nakledilen başka bir hadiste ise;”Allah katındaki yerini merak eden bir insanın, kendi katında Allah’a verdiği değere bakması” gerektiği vurgularken, kendimizle bu konuda yüzleşme ihtiyacı açığa çıkıyordu. Gerçekten, insanın gündeminde Allah kaçıncı sırada ise, Allah’ın gündeminde de insanın aynı sırada olduğu göz önünde tutulursa, karşı karşıya olunan hüsranın boyutları insanı korkutmaya ve aklını başına toplamaya yeter.

 

İnsanlar kendi başlarına belki ibadet etme gereğini bilebilirler ancak nasıl ibadet edileceği, Peygamberler vasıtası ile açıklanmış olup, Müslümanlar da namazı Peygamber’in gösterdiği gibi kılmakla beraber, öz olarak arada çok fark var. Peygamberimiz’in hayatı namazdan ibaret olup, “kaza namazı” gibi bir sünneti olmamıştır. Sadece Hendek ve Hayber dönüşlerinde mecburiyetten kazaya kalan namazları için çok mütessir olmuşlardır. Kur’an’da da bu konuda tek bir ayet yoktur. Buna rağmen bu gün namaz kılan insanların, vaktinde kılmama gibi bir alışkanlıkları var.

“Evlerin kabir yapılmaması” na ilişkin Hadis-i Şerif, evde de namaz kılınması gereğini ortaya koyuyor. İbadet görevinin yerine getirilmesi yanında, ev halkı ve çocuklara bu şekilde güzel bir örnek teşkil edilebilir. Ahiret günü ilk hesabın, namaz ile ilgili olacağı dikkate alınırsa, bu konuda bir lüksümüzün olamayacağı ortaya çıkıyor.

Bütün kainatın uyum içinde bir ibadet görevini yerine getirirken, sadece insanın bu göreve katılmada ihmali bulunmaktadır. Sadece içki sarhoşluğu değil, dünyaya fazla dalarak da yaşadığımız sarhoşluk ile ibadetlerimizi acele yapıyoruz ve huşuyu yaşayamıyoruz. Namaz kılmak için ise belli bir yaşın beklenmesi yanlışlık ve gaflet olup, ne zaman öleceğini bilemeyen insanın çocuk yaşta namazını eda etmeye başlaması ölüsünden önce dirisinin camie gelmesi gerekir.

Allah, insanları o kadar fazla seviyor ki, onları randevusuz günde beş vakit huzuruna kabul ediyor. Öyleyse bu şerefe nail olmak isteyen insan, güne namaz ile başlamalı, namaz ile bitirmelidir.

Burada insan olarak kendimizi eleştirirken aynı zamanda, Allah’ın kullarını günde beş vakit randevusuz olarak huzuruna kabul etmesini bir şeref olarak telakki etmek gerekir.

Namaz kılan insan eğer hala haram işliyor ve dalalette ise, kıldığı namazı ve bütünüyle kendisini kontrol etmelidir.

Dinin dogmalardan ibaret olup, insanları köleleştirdiği savsatasının aksine insana özgürlük verdiği vurgulanırken, Fatiha suresindeki “İyyake na’budû” hükmünün ;”Ben sadece SANA (Allah’a) kulluk ederim” demekle aynı zamanda kula kul olmaktan, ideolojilere ve dünya metaına  da üstelik aşırı bir şekilde bağlanmaktan kurtulmasını sağladığı ortaya çıkıyordu.

 

Bu toplantıya halkımızın gösterdiği aşırı güven ve teveccüh göstermiştir ki, bu tür etkinliklere çok ihtiyaç var. Özellikle büyük ölçüde erozyon yaşanan manevi değerlerin yeniden kazanımı, daha medeni ve müreffeh bir sosyal hayat, daha düzenli toplum ve aile yapısı için hemen her vesile için bu çeşit etkinliklerin halka arz edilmesi gerekiyor.

 

Özellikle kadınlarımız ve gençlerimizin yoğun talebi bizleri duygulandırdığı kadar düşündürdü de. Bu konuda daha fazla sorumluluk almamız gerektiğini bu vesile ile bir kere daha anlamış olduk. İsmimiz, cismimiz, görüşümüz ne olursa olsun, namaz gibi hassas bir konunu ele alındığı bir yerde, halkımızı bir ve beraber görmenin verdiği mutluluk yanında gelecek ile ilgili daha yoğun çalışma plan ve programları yapmanın gereğini vurgulamak isteriz.

 

29 Mart 2007 günü, kapalı spor salonunda yapılacak “Kutlu Doğum” etkinlikleri de bu kapsamda yeni bir dönüm noktası oluşturacaktır
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve kizilcahamamhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
antalya escort sakarya escort mersin escort gaziantep escort diyarbakır escort manisa escort bursa escort kayseri escort tekirdağ escort ankara escort adana escort adıyaman escort afyon escort> ağrı escort aydın escort balıkesir escort çanakkale escort çorum escort denizli escort elazığ escort erzurum escort eskişehir escort hatay escort istanbul escort izmir escort kocaeli escort konya escort kütahya escort malatya escort mardin escort muğla escort ordu escort samsun escort sivas escort tokat escort trabzon escort urfa escort van escort zonguldak escort batman escort şırnak escort osmaniye escort giresun escort ısparta escort aksaray escort yozgat escort edirne escort düzce escort kastamonu escort uşak escort niğde escort rize escort amasya escort bolu escort alanya escort buca escort bornova escort izmit escort gebze escort fethiye escort bodrum escort manavgat escort alsancak escort kızılay escort eryaman escort sincan escort çorlu escort
rulet sitelericasino sitelerikaçak iddaacanlı casino