Türkiye'nin haritası değişecek 

DÜNYA’YI tehdit eden küresel ısınmanın önümüzdeki yıllarda Türkiye’de yapacağı tahribat dün bir rapor halinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Küresel Isınma Komisyonu’na sunuldu. Elektrik İşleri Etüd İdaresi Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan “Türkiye’yi Ne Bekliyor?” başlıklı rapora göre 2030’a kadar Türkiye bir felaketle karşı karşıya kalacak.

Türkiye ısınıyor
Raporda, 1901 ile 2000 yılları arasında sıcaklığın 2 derece arttığı, yağışların ortalama yüzde 10 düşüş gösterdiği vurgulanırken, 2071 ile 2100 yılları arasında Samsun-Adana hattının batısının 3-4 derece, doğusunun ise 4-5 derece ısınacağı belirtildi. İklim bilim uzmanlarının görüşlerinin yer aldığı raporda 2030’da Türkiye’nin kurak ve sıcak bir iklimin etkisine gireceği, sıcaklıkların ise kışın 2, yazın da 2-3 derece artacağı ifade edildi.

Özellikle büyük kentlerde yazın gece sıcaklıklarının yükseleceği belirtilen raporda, yağışların azalıp, düzensizleşeceği, sel ve taşkınların ortaya çıkacağı, erozyonun artacağı vurgulandı.

Önlem alınmalı
Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürü Kemal Büyükmıhçı, karbondioksitten kaynaklanan emisyon hacminde 1900-2000 yılları arasında yüzde 30’luk bir artış olduğunu belirterek, bu artışın sonucu sıcaklığın 0.6 derece arttığını, buzulların erimeye başladığını, yağış rejimlerinin değiştiğini, fırtına ve sellerin arttığını vurguladı.

2100’de ne olacak?
Türkiye’nin 2002 yılındaki 193 milyon tonluk karbondioksit emisyonuyla OECD ülkeleri arasında 13. sırada olduğunu dile getiren Büyükmıhçı, 1901-2000 yılları arasında sıcaklığın Türkiye’de 2 derece arttığını, yağışta da yüzde 10’luk bir azalma olduğunu söyledi. Büyükmıhçı, 2071-2100 yılları projeksiyonuna göre Samsun-Adana hattının batısında kalan bölgede sıcaklıklarının 3-4, diğer bölgelerde ise 4-5 derece artacağının öngörüldüğünü ifade ederek, küresel ısınmanın sonucu olarak Türkiye’deki denizlerin de 12-18 santimetre yükseleceğini bildirdi.

Göller kuruyor
Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye’nin (WWF-Türkiye) hazırladığı rapor da ülkemizin geleceğinin pek parlak olmadığını gösteriyor. Türkiye’de toplam sulak alanların miktarı 2.5 milyon hektar. Ama son 40 yılda bu miktarın yarısı kurutma, doldurma, kirlenme nedeniyle ekonomik özelliğini yitirdi. Bir bölümü de çölleşti...