Şalvarlıları Kızılaya Ulusa sokmuyorlardı
28.05.2013- Ak Parti Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı tarafından Kızılcahamam Asya termal Otel Anadolu Salonunda Zonguldak Teşkilat İçi Eğitim Programı düzenlendi.
Programa Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, Teşkilat Başkan Yardımcıları Mahmut Göksü, Alev Dedegil, Akademisyen Prof.Dr.Abdullah Topçuoğlu Zonguldak İl Başkanı ve teşkilat mensupları katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yağan Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu yaptığı konuşmada şunları söyledi. “ Bilgi içinde bulunduğumuz yüzyılın, içinde bulunduğumuz asrın en temel gereksinimlerinden bir tanesidir, bilirsinizki şirketler çok daha fazla kar edebilmek için kendi personelinin motivasyonunlarını ortaya koymak zorundadırlar, ama bu yetmez sadece motivasyon için, hepimiz bilgiyle donatılmalıyız, bilgiyle mücevhez olmalıyız, bilgiyle yan yana olmalıyız ve bilgi üzerinden siyaseti yönetme noktasında irademizi ortaya koymalıyız, eğer siyaset merkezini güçlendirmek ve kuvvetlendirmek istiyorsak yapılması gereken tekbir şey vardır onu bilgiye donatmaktır.Bilmenizi isterimki insanoğlu Hz. Ademden günümüze kadar hep bilginin peşindedir.Tekerlerğin icadıda burdu, ateşin bulunmasının icadıda budur, atın ehlileştirilmesinin nedenide budur” dedi. Soylu konuşmasına şöyle devam etti. Uzağa bilgiyi götürmek üzaktaki bilgiyi yakına taşımak eğer siz onu yenilemezseniz, bilgi sadık bir dost değildir, bilgi insanı çabuk terkeder, eğer siz onu tazelemez, eğer siz onu sürekli olarak yenilemezseniz, eğer siz aynen bir katın üzerine bir kat inşa eder gibi o bilginin üzerindeki katları, o bilginin yanındaki donatıları zenginleştirmezseniz bir inşaatın yapılabilmesi gibi bir mahallenin dizayn edilmesi gibi, bilmenizi isterimki o bilgi sizi en kısa zamanda terk edecektir.En çok bildiğiniz bir şeyin üzerine birşeyler eklemeziseniz onu kısa zaman sonra unutacaksınız ve sormaya başlayacaksınız, sosyal hayatta, siyasal hayatta, dünyada neolup bittiği ile aldığınız bilgilerin tamamını donatmakla mükellefsizniz.
Eğer biz teşkilat olarak siyaset rekabeti yapmak istiyorsak en temel sorumluluklarımızdan birisi budur, Çağ bile şu değildir.artık bir ak parti mensubu olarak,eğer siz CHP ile MHP ile ve diğer siyasi partilerle rekabeti düşünürseniz yanılırsınız.Onun çok ötesine gidebileceğiniz bir düşünceyi kendi içinizde barındırmanız lazım” dedi.
Amerika’da zenciler ile beyzalar aynı otobüslere binemiyorlardı.
Süleyman Soylu konuşmasına şöyle devam etti. 1960 yıllarda Amerika’da zenciler ile beyzalar aynı otobüslere binemiyorlardı.1960‘lı yıllarda zencilerle beyazlar aynı okullarda okuyamıyorlardı, 60 yıllarda çok uzak değil, bir insan ömrünün geçebileceği bir zaman süreci içerisinde, ne kadar geçmiş 53 yıl, 53 yıl sonra bugün Amerika’yı bir zenci bir siyahi idare ediyor, yani ogün ötekileştirilmiş, bir şekilde kendisi açısından o ülkenin ötekisi haline getirilmiş birisi idare ediyor.
Sadece Amerika damı bu hayır 20 yüzyılın kendine ait başka gerçekliğide söz konusu, nedir o gerçekliği 1988 yılında Almanya’da bugünkü Başbakanı Angele Merkel nerde Doğu berilinde başka bir alemin içerisinde onu Doğu Berline hapsettiği ve acaba batı berlinde neler oluyor diye kendi içerisinde o heyecanını o kendi içerisindeki o bilinmezliği sürekli olarak zorlayan bir noktadan bugün Angele Merkel nerde Avrupanın patroniçesi, Almanyanında Şansolyesi dünyanın da en güçlü kadını, dünyanında en güçlü kadınlarından bir tanesi o da dün ötekiydi, o da dün batı almanyanın ötekilerinden bir tanesiydi bir din adamın kızıydı orada peki sadece oradamı hayır,
Celal Talabani bundan 20 yıl önce rahmetli Turgut Özalın verdiği pasaportla yurt dışına çıkabilen bizim aşiret resii olarak küçümsediğimiz, saddamın şiddetinden kimyasallarından korumak için can havliyle kaçışan Talabani tam iki dönemdir Irak’ın Cumhurbaşkanı oda bir ötekiydi, peki 1990 li yılların veya 2 binli yılların kudretli adamı mübarek ötekileştirdiği bugün Mısır’ın başkanı olarak bildiğimiz husiyi onun arkadaşlarını oradaki ihvanı oradaki diğerlerini ötekileştirdiği noktadan bugün geldiği nokta neresi? Bugün dikdatörlüğünü bırakmak zorunda olduğu dün ötekileştirilenlerin bugün merkezde oldukları ve dünyayla efendi ülkesi ile Mısırın temsilcisi olarak irtibat kurdukları bir anlayıştır.
Bundan 15-16 yıl önce Pınarhisar cezaevine kapatıldığı zaman devlet üstünü çizdi ve bundan sonra muhtar dahi olamaz denilen sayın başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan sadece Türkiyenin dönüştürücü gücü olarak dün ötekileştirilen, dün ötekileştirildikleri sadece ve sadece Türkiye’nin dönüştürücü gücü olarak değil, bugün bölgemizinde bugün dünyamızın da önemli bir değiştirici ve dönüşümcü gücü olarak karşımızda durmaktadır.
Bu anlattıklarım 20.yüzyıldaydı yine sizlere bu yüzyılla alakalı bir şey söyleyim 20 yüzyıl ile ilgili şöyle bir noktayı sizinle paylaşabilrim bakın 20.yüzyılda 1980 yılında Amerikanın toplam gayrisafi hasılası 2 trilyon 788 milyar dolar, Almanyanın’da içinde bulunduğu 12 avrupa ekonomik topluluğunun toplam 2 trilyon 907 milyar dolar, yanı bunun üzerine 1 trilyon daha ekle diğer avrupa ülkeleri ile beraber, amerikaya da 3 trilyon dolar de toplam batı bloğunun gayrisafi hasılası 7 trilyon dolar
Gelelim doğuya çin’in 202 milyar dolar, Hindistan’nın 180 milyar dolar, Rusyanın 200 milyar dolar, ve ikinci dünya savaşından buyana bir gelişmeyi ortaya koyan Japonya’nın 1 trilyon 50 milyar dolar, toplam nekadar 1 trilyon 700 milyar dolar, doğu 1 trilyon 700 milyar dolar batı 7 trilyon dolar bu 20.yüzyıl oysa sene 21.yüzyıl size 2020 nin rakamlarını söylüyorum diyen soylu konuşmasını şöyle sürdürdü “ Amerika 20 trilyon dolar, Avrupa 20 trilyon dolar, 40 trilyon dolar. Doğu bloğu Çin 2020, 20 trilyon dolar, Hindistan, Rusya, 20 trilyon doların üzerinde Japonya 20 trilyon doların üzerinde Hinistan her yıl % 8-9 büyüyor tıpkı çin gibi batı ile doğu arasındaki eğri böyleyken batı ile doğu arasındaki denge bu noktaya gelmiştir, hepimiz bundan sonraki batı ile doğu arasındaki dengeyi tanzim ederken 850 milyonluk Çin işgücünü, 430 milyonluk Hindistan iş gücünü düşünmeden yeni dünya ile ilgili yapacağımız ehr tasvvur eksik kalır” dedi.
Süleyman Soylu konuşmasında “ bu 20.yüzyıl dğnyası değil 21.yüzyıl dünyası eğer biz sabit ayağımızı 20.yüzyılda tutar aynen Mevlananın pergel meteforu gibi diğer ayağımızla beraber dünyayı dolaşmaya çalışırsak, bilinki eksik dolaşmış eksik tedbir almış, eksik bilgi ile yola çıkmış bir ülke haline geliriz tamda 21 yüzyılın başından itibaren Türkiye dünyaya eksik yakalanmamanın hazırlığını yapmaktadır.Biz 1699 yılından itibar bir gerileme dönemi içerisindeyiz, yani karlos anlaşmasından bu resmidir.Biz 1600 yıllardan itibaren hep geriledik onlar hep yükseldi. Aramızdaki makas hep büyüdü. Biz bu gerileme döneminden üç defa kurtulmaya çalıştık bunların bir tanesi istiklal harbinin ilk yıllarıydı o heyecanla yeniden özgürlüğün, bağımsızlığın yeniden bir arada olmanın kendi sınırlarımız içinde olmanın heyecanı ile atlatabilrimiyiz dedik ama bilmenizi isterimki toplumuzun bütün bölümlerinin mutabakatını bozdular ve özellikle tahriri sukundan istiklal mahkemelerinden itibaren dersimden itibarejn bir taraftan köylüleri, köylülerin Kızılay meydanına, Ulusa şalvarla girmeleri yasaktı. Bu belki bize çok garip bir yasaklama şekli olarak gelebilir ama bu böyle birşeydi. Aşık veyselin giremediği bahisle bunu delillendirmeye çalışayım veya birçok insan oraya giremezdi, köylüleri, dindarları, kürtleri, alevileri,
Şeyh sait meselesini kürtleri ötekileştirmek için iyi bir şekilde yönettiler
Şeyh sait meselesini kürtleri ötekileştirmek için iyi bir şekilde yönettiler, Dersimi alevileri ötekileştirmek için ben size söyleyim kubilay vakasından menemen vakasına kadar terakki perverden birçok hadiseyi istiklal mahkemsinde dindarları ötekileştirmek için kullandılar.Gayrimüslümler için birçok şey çıkardılar yetmedi birde 6-7 Eylül olaylarını bir derin devlet bir komplo teorisi gibi ortaya koydular, onlarıda tasviye ettiler. Bu toprağın bütün zenginliklerini bütün medeniyetini neredeyse bir elit zihniyete hapseden, onların aklına onların zihniyetine onların fikrine hapseden bir anlayış ile karşı karşıya kalındı.Oysa 1950-60 arası rahmetli Adnan Menderes ve Demokrat patinin iktidarı ile birlikte ilk kez aleviler kimlikle buluşmaya başladı, ilk kez kürtler oradaki hikaye şudur Rahmetli Adnan Menderes, Şeyh Saidin torunu Abdülmerike gidiyor ve gelin bu toplumsal barışı ortaya koyalaım ogüne kadar Türkiye’de kürt isyanları yaşanmış ama 1950-60 arası birtane kürt isyanı gerçekleşmemiştir, çünkü demokrasiyi yüceltmek ötekiler olarak iktidara gelen insanlar olarak bir şekilde ötekinin dilinden anlamasının sağlanmasını ortaya koyduğu iklimle birlikte sağlanmıştır ama onada müsaade etmediler” dedi.
Dün Menderesi alanlar, dün Özalı alanlar siz sahip çıktınız bugün Tayyip Erdoğanı alamıyorlar alamıyacaklar
Ak Partiyi normal bir siyasi parti olarak adlediliyor ve bende normal bir partiye geldim diye buraya geldiyesem banada haram olsun. Biz başka birşeyin içerisindeyiz biz Türkiye de büyük bir medeniyetin devamını ve sürekliliğini orataya koyabilecek, artık kendisine yapılan muamelelere dur diyebilecek bir siyasi parti misyonu haksızlıklara dur diyebilecek büyük bir medeniyetin geleceğe taşınmasındaki misyonu elde etmiş çok büyük bir siyasi sorumluluğun çok büyük bir ülke sorumluluğunun ve çok büyük bir millet sorumluluğunun içerisindeyiz şuanda ve bunu on yıl başarı ile tamamlımış niçin zenginlik istiyoruz,
Şunlara bakarmısınız dün Ankara’nın meydanlarına almadığımız insanlar bugün Türkiye’yi idare ediyor diye bugün tahammülsüzlük gösterenlerin hangi fırsatları beklediğini biliyoruz. Dün Menderesi alanlar, dün Özalı alanlar siz sahip çıktınız bugün Tayyip Erdoğanı alamıyorlar alamıyacaklar.Elbetteki sorumluluğumuz büyüktür sorumluluğumuz sadece burası ile ilgili bir sorumluluk ta değildir”dedi.
Asya termalde başlayan toplantı iki gün sürecek.