Güncel dini meseleler istişare toplantısı yapıldı

Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 16-18 Kasım 2007 tarihleri arasında Kızılcahamam’da düzenlenen Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı II sona erdi.Üç gün süreyle devam eden ve ülkemiz gündeminde sıkça tartışılan dini konularda dini hayatımızda karşılaşılan sorunları sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturmak ve toplumu din konusunda aydınlatmada ortak bir bakış açısı geliştirmek üzere düzenlenen toplantıya 110 bilim adamı, akademisyen ve Diyanet İşleri Başkanlık personeli katıldı.

 

16-18 Kasım tarihleri arasında 8 oturum halinde gerçekleştirilen II.Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı’nda müzakere edilen dini sorunlar hakkında öne çıkan hususlar konusunda şu açıklama yapıldı.

 

Din işleri yüksek Kurulu Başkanvekili ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu nun açılış konuşmasından sonra Din İşleri Yüksek Kurulu üyesi Prof. Dr. Saim Yeprem  tarafından II.Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısı hakkında genel çerçeve sunumu yapıldı.Bu toplantının tartışılan konularda nihai bir karar ulaşmaktan ziyade bir beyin fırtınası niteliği taşıdığı ifade edildi.

 

Birinci oturumda    sosyal hayattaki problemler tartışıldı.

İkinci oturumda dış kaynaklı dini akım ve öğretilerin ülkemizdeki manevi hayata etkileri ele alınmış,bunlardan yoga, reiki, reenkarnasyon ve satanizme değinilerek, bu tür akımların sadece Hint kökenli değil, aynı zamanda eski Yunan ve Mısır inanç ve öğretilerinden kaynaklandığı vurgulanarak  “ ancak bu akımların toplumumuza Batı üzerinden geldiği ifade edilmiştir.Bu tür öğretilere devam edenlerin senkretik bir din algısı  içerisinde olduğu ifade edildi”

Üçüncü oturumda ötenazi ve organ nakli gibi konularda bilim adamları konuyu tıbbi,dini,ahlaki ve hukuki yönleri ile değerlendirilip İslam’ın ötenaziyi onaylamadığı ancak organ nakline izin verdiği hatta teşvik ettiği ifade edildi.

Dördüncü oturumda taşıyıcı annelik, sperm, yumurtalık ve embriyo bankası üzerinde duruldu, tıp bilim adamlarının verdiği bilgilere bağlı olarak konular değerlendirilerek bu uygulamaların sebep olacağı sosyolojik ve psikolojik sonuçlara da dikkat çekildi.

Beşinci ve altıncı oturumda kürtaj ve anomalili bebek taşıyan annelerin durumu hakkında nasıl bir yol izleneceği tartışıldı.Toplantıda anne sağlığına zarar vermediği takdirde anomalili gebeliğin sonlandırılmasını dine uygun olmadığı mütalaa edilerek, ayrıca tüp bebek uygulamasında embriyo rahme konmadan önce genetik tanısının (PGD) yapılmasında dinen bir mahzur olmadığı ifade edildi .

Tüp bebek uygulamasında implantasyondan önce fazla olan hücrelerin bilimsel araştırmalarda kullanılmasında dinen bir sakınca bulunmadığı ifade edildi.

 

Toplantı bugün Patalya Otelde kapanış oturumuyla sona erdi