Sezer Başbakanlığından çok çektik

Beykent Üniversitesi Ayazağa Yerleşkesi'nde ''Bölgesel Dış Politika, AB ve Kıbrıs Açılımları'' konulu bir konferans veren Sezer, Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nın zor yılları ve sonrasında bölgesel ilişkilerden alınan güç ve kendi gücüne güvenerek başı dik bir dış politika yürüttüğünü, bunun daha sonraki yıllarda da devam ettiğini kaydetti.

Türkiye'nin bugün başı dik, onurlu bir dış politika yürütemediğini ileri süren Sezer, Avrupa Birliği ile müzakerelerin kesildiğini ve AB'ye tam üyeliğin hayal haline geldiğini savundu. KKTC'nin bugün fiilen yok edilmeye çalışıldığını savunan Sezer, ekonomide olduğu gibi bugün dış politikada da ''kayıt dışılık'' bulunduğunu, Başbakan Erdoğan'ın önemli dış politika görüşmelerinde yanında Dışişleri bürokratları bulunmadığını ve ne sözler verildiğinin bilinmediğini söyledi.

Zeki Sezer, Irak'ta bugün bir iç savaş yaşandığını ve ülkenin bölünmenin eşiğine geldiğini, Irak'ın kuzeyinde bir uydu devlet kurulmak istendiğini, Barzani'nin de Türkiye'nin artık iç işlerine bile karışır hale geldiğini öne sürdü.

Sezer, ''Barzani'ye gerekli yanıt derhal verilmelidir. Yoksa halk tabiriyle tepemize çıkacak'' dedi. Kerkük'ün yüzlerce yıllık bir Türk ve Türkmen kenti olduğunu dile getiren Sezer, ''Kerkük, Kuzey Irak'taki uydu devlete verilemez'' diye konuştu. Sezer, başkalarının güdümünde bir dış politikayla bir yere varılamayacağını da vurgulayarak, dış politikada başarının ancak halkın gücüne güvenerek sağlanabileceğini belirtti.

CUMHURBAŞKANLIĞI KONUSU

Konuşmasının ardından öğrencilerin ve katılımcıların sorularını da yanıtlayan Sezer, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olması durumunda Cumhurbaşkanlığı adaylığını nasıl değerlendirdiği''nin sorulması üzerine şöyle dedi:

''4,5 yıl onun başbakanlığından çok çektik. Allah cumhurbaşkanlığından korusun diyorum. Ama kendiliğinden vazgeçecek gibi görünmüyor. Öyle ise demokratik tepkimizi göstermeliyiz diyorum. Biz bunun gereğini DSP olarak yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Ankara'da geçtiğimiz hafta yüzbinler toplandı ve 'Oraya gidemezsin Başbakan' diye haykırdı.

Sivil toplum örgütlerinin bu hafta Ankara'da düzenleyeceği toplantıya da katılacağız. Buna rağmen olursa, önümüzdeki dönem bunları indirecek güçlü bir yönetimi oluşturmamız lazım. Oradan, cumhurbaşkanlığından indirip hesap soracak çok şey var. Onların hesabını sorarız, kimse bundan şüphe etmesin. Sayın başbakanın milletvekili seçilirken 7 tane dosyası vardı. O dosyalar azalmadı, arttı.''

Zeki Sezer, Başbakan Erdoğan'ın çocuklarının yurt dışında bir iş adamı tarafından verilen bursla okutulduğunu da ifade ederek, ''Ama aynı çocuk, bir gecede 2,5 milyon dolara bir gemi satın alıyor. Herhalde bunların sorulması gereken bir hesabı var'' dedi.

Sezer, seçim sürecinde yaşanan gelişmelere de değinerek, şöyle devam etti:

''Bu süreçte kimileri 'TÜSİAD'a soralım', kimileri de 'birileri bunun cumhurbaşkanlığı adayı olmasını engellesin' diyor. Demokrasi dışı bir şeyi çağrıştırıyor diye korkuyorum. Biri de 'siyaset de, sivil toplum da meydanda olsun' diyor. Türkiye olağanüstü koşullardan geçiyor. Olağanüstü koşullardan Türkiye geçerken, siyasetçilerin olağanüstü işler yapması lazım. Siyasetçiler fildişi kulede oturup balon patlatacaklarını sanıyorlarsa yanılıyorlar.''

Sezer, ''Irak parçalanırsa Türkiye'nin Kerkük ve Musul hakkının ortaya çıkıp çıkmayacağını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki soru üzerine de, ''Kişisel değerlendirmem doğrudan çıktığı yönündedir. Orası bizim hakkımızdır'' dedi.

Sezer, Atatürk'ün, Kerkük ve Musul'un Türkiye'nin sınırlarının dışında kalması konusunda İnönü'ye ''Çok üzgün olduğunu ve buranın bir gün mutlaka Türkiye'nin olması gerektiğini'' söylediğini, bu sözü İnönü'nün Ecevit'e, Ecevit'in de kendisine anlattığını sözlerine ekledi.