Bakan çubukçu tecavüzü yalanladı
Yurt bahçesinde 2 kıza tecavüz edildiği, hamile kız çocuklarının kürtaj edildiği iddiasının tamamıyla asılsız ve yalan olduğunu belirten Bakan Çubukçu, haberde yer alan 'ağlamasınlar diye küçücük kızlara ilaç veriyorlar' şeklindeki iddiaların ise ispatlanması gereken, kuruluş çalışanlarını zan altında bırakan, güç koşullarda verilen bu hizmeti hiçe sayan çirkin bir iftira olduğunu kaydetti. Bakan Çubukçu, bakanlığına bağlı yurtların ceza infaz sistemine göre çalışmadığına dikkat çekerek açıklamasına şöyle devam etti:
"Çocuklarımız yaş ve öğrenim durumlarına göre eğitimlerine devam etmekte, anne-baba ve yakınları ile görüşebilmektedirler. Dolayısıyla kuruluşlarımız ceza infaz sistemine göre çalışmamaktadır. Ayrıca, bakanlığım süresince aldığım en ağır iddia olan 'Bakan beni tehdit etti' ifadesi karşısında duyduğum derin üzüntüyü tarif edemem. İddia sahiplerine, bu ağır ithamı yargı önünde ispatlama hakkı tanıyacağımı özellikle belirtmek isterim. Yılbaşı günü kızlarımıza moral vermek için gittiğim yurtta, çocukları tehdit etmek gibi aşağılayıcı bir tutum sergilemediğim gibi, kimlerin sayın Turhan Çömez ile konuştuğu sorgulama konusu bile yapılmamıştır.
A.Y., 23 yaşında olmasına rağmen, reşit olma durumu gözetilmeksizin kız çocuğu olması ve güç durumda kalmaması için devletin koruyucu himayesi altında halen yurtta kalmasına ve devletin imkanlarından faydalanmasına izin verilen yetişkin bir kızımızdır. A.Y.'nin iddia ettiği ve milletvekili Turhan Çömez'in daha önce kamuoyu ile paylaştığı rapordaki çocukların durumları bakanlığımca tek tek araştırılmıştır. Ancak, haberde kuruluş adı belirtildiğinden, çocukların isimlerinin kısaltılarak verilmesi bile özel hayatlarının deşifre edilmesine neden olacağından çocuklarla ilgili hiçbir açıklama yapılmayacaktır."
Bakan Çubukçu, kurum bakımı altındaki bir çocuğun psikolojik durumu tahlil edilmeden, göz önüne alınmadan, neredeyse tüm öğretmenlerini ağır şekilde suçlayan yayının tek taraflı maksatlı ve kasıtlı olduğunu belirterek, bu tür ithamların hizmet gönüllülerini caydırarak sonuçta çocuklara ağır darbe vuracağını kaydetti. SHÇEK'in her basın kuruluşuna açık ve şeffaf bir kurum olduğunun altını çizen Çubukçu, kurum hakkında ''topluma kapalıymış gibi hayali unsurlarla'' haber yapılmasını da ''düşündürücü bulduğunu'' belirtti.
Herkesin hassasiyetle koruması gereken bu kurumlarda kalan çocukların elbette çok iyi koşullardan gelmediğine dikkat çeken Çubukçu açıklamasına şöyle devam etti:
"Kontrolsüz sosyal çevre, istismar, taciz, şiddet gibi sebepler çocuklar hakkında korunma kararı verilmesi gerekçelerinden sadece bazılarıdır. Bu durumda zaten örselenmiş çocukların geçmiş hikayelerini deşifre etmekte ne tür bir kamu yararı gözetildiği tartışılmalıdır. Bakanlığımız ilk günden beri koruma altındaki çocuklarımızı siyasi tartışmalardan ve reyting istismarından uzak tutmaya çalışmaktadır. Amacımız bu ülkenin şanssız ve mağdur kabul edilen çocuklarını ülkenin en şanslı çocukları haline getirmeye çalışmaktır. Medya yöneticilerinin her şeyden önce bu çocukları kendi çocukları gibi görmelerini, aynı titizlikle korunmalarını istemek siyasi değil insani bir taleptir.
Gazete, televizyon yöneticisi babalara seslenmek istiyorum; lütfen bu çocukları kendi çocuklarınız yerine koyun ve empati yapın. Yarattığınız yıkıcı etkiyi kolaylıkla hesaplayabilirsiniz. Eğer amacınız iyi niyetli, bu çocuklara faydalı bir sonuçsa gelin bunun yöntemini birlikte tartışalım. 31.01.2006 tarihinde sizlere gönderilen mektup çerçevesinde bir adım atalım.''