Çeştepe Köyü\'nü hiç merak ettiniz mi ?

Kızılcahamam Haber olarak köylerimizi tanıtmaya başlıyoruz, bundan böyle haftada iki köyümüzü www.kizilcahamamhaber.com sayfamızdan tanıtacağız. Köy ile ilgili bilgileri sizlerle paylaşacağız. Köy tanıtımlarının ilkine ilçemiz Çeştepe köyünden başlıyoruz.

Çeştepe Köyü Ankara’ya 59 km, Kızılcahamam’a ise 19 km uzaklıkta Ankara E-5 Karayolu üzerinde Pazar yol ayrımının karşısında bulunuyor. Köy Muhtarı Hüseyin Çınar 2014 yılında yapılan seçimlerde ilk kez muhtar oldu. Köy isminin ilginç bir hikayesi olan köy sakinlerinin büyük çoğunluğu Kuyumculuk yaparak hayatlarını idame ettirirken, köyün bu dönem bir de milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisinde görev yapıyor. MHP Ankara Milletvekili Prof. Dr. Mustafa ERDEM bu köylüdür.

İŞTE ÇEÇTEPE KÖYÜNÜN HİKÂYESİ

Tarihi: Köyümüz adını rivayetlere göre "Çeş" isimli tepeden almaktadır. Sözlük anlamı Çeş: "Tahıl yığını" dır. Rivayetlere göre insanlarımız yerleşmeye başladıkları zamanlarda topraklarımız çok verimli ve bereketliymiş. Buğdayın bereketli olduğu bu zamanlarda, köyümüzde insanlar zenginleşmiş. İşte bu zamanlarda köyün zenginlerinden bir adamın öyle çok buğdayı, öyle çok mahsülü varmış ki; bakınca sanki tepeye benzetilirmiş. işte boyle bir zamanda köye bir dervişin geldiği söylenir. Derviş köye geldiğinde görmüş ki, insanlar bolluk içinde yaşıyorlar. Köyün girişinde bu adamı, buğday tepesinin (Çeş) yanında görmüş. Derviş: "Çok açım Allah rızası için biraz buğday verde aş edip yeyim." demiş. Adam dervişe bakmış (tabi derviş olduğunu büyük bir zaat olduğunu bilmiyor) elbisesini yamalı, eski görünce dervişi dilenci sanmış zannedersem, sözlerine itibar etmemiş. Adam: "Haydi git işine. Bende sana verecek buğday yok." demiş. Derviş: "Bak ne kadar çok buğdayın var Allah daha çok versin. Bana birazını ver de aş edip yeyim." demiş. Adam: "Git başkasından iste. Buğday vermem sana. " demiş. Derviş adamın böyle cimri böylesine malını sever görünce Derviş: "Malın tozla toprak olsun!!!" demiş. Adamın mahsülü o anda tozla toprağa; topraktan bir tepeye dönüşmüş. Köyümüzde dilden dile dolaşanlar bunlardır.

MEHMET DEDE TÜRBESİ

Mehmet Dede türbesi ilçeye 18 km. uzaktaki köy mezarlığı içinde bulunuyor. 10 m² lik türbenin duvarları taş ve kiremitle kaplı çatının üstünde de bir âlem bulunuyor. Türbenin içinde Mehmet Dede’nin sandukası ile kendisine ait olduğu belirtilen bir asa var. Asanın bir ucuna demir bir parça geçirilmiş ve diğer ucunda ise bakır bir âlem parçası var. Köyün kurucularından olduğu söylene bu zatın türbesine, eskiden bilhassa frengi hastalığına yakalananlar başta olmak üzere, diğer birçok hastalıktan şikâyetçi olanlar tarafından ziyaret edilmekte idi.

BABA KIBEL TÜRBESİ:

Çeştepe köyünün 2 km kadar ilerisinde Yukarı Çeştepe denilen yerdeki eski bir yerleşim yerinde bulunuyor. Kıbel Baba, Klâsik Osmanlı döneminde gelip geçen yolcuların barınması ve yemek yemesi için bir zaviye açmıştır. Türbesi bu gün köy halkının kervansaray olarak tabir ettiği harabenin yanındadır. Fakat bu türbenin üstü açıktır ve içinde mezar vs. olduğuna dair bir emare yoktur. Sadece Baba Kıbal’e ait olduğu söylenen bir mezar başlığı, duvara monte edilmiş. Mezarın hemen bitişiğindeki camiin girişinde, Bizans devrine ait olduğu anlaşılan bir sütun başlığı sağ tarafında ise üzerinde Osmanlıca bir ibare bulunan mermer taşlar var.