13 Milyon sigortalının sadece 1 milyon 400 bini sendikalı

Hak İş sendikasına bağlı Hizmet iş sendikası 38.kuruluş yıldönümü nedeni ile Kızılcahamam’da başkanlar kurulu gala yemeği düzenledi. Yemeğe Ankara Milletvekilleri Prof. Dr. Emrullah İşler, Prof. Dr.Vedat Bilgin, Ahmet Gündoğdu, Aydın Ünal, Julide Sarıeroğlu, Afyonkarahisar Milletvekili Av. Ali Özkaya, Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, Sendikanın Kurcusu ve Onursal Başkanı Hüseyin Tanrıverdi, Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney, Ak Parti İlçe Başkanı Sefa Yıldırım ve Sendikaya bağlı Genel Merkez ve Taşra şube başkanları katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Hizmet iş Sendikası Genel Başkanı Mahmut Yıldız “1979 yılı 24 Ocak’ta Adıyaman Belediyesinde çalışan ve bugün aramızda bulunan onursal Genel başkanımız Hüseyin Tanrıverdi’nin başkanlığında bir arkadaşımızla kurulan sendikamız çalışma hayatımızdaki yerini aldı. Tabi 24 Ocak 1979 Türkiye’nin zor günleridir. Sendikacılığın da parçalandığı ve binin üzerinde sendikanın olduğu bir dönemden bahsediyoruz” dedi. Yıldız konuşmasına şöyle devam etti “ yeni kurulmuş bir sendika daha kurulalı bir yıl olmamış 12 Eylül 1980 darbesi ile karşılaşıyor zorlu süreçlerden bugüne imkanların zorluğu için değil, ekonomik kaynakların zorluğu için değil, bize siyasi olarak destek sağladığı için değil, iş verenlerin yardımlarıyla değil, bu bir tek ideal sahibi, dava sahibi , insanların çabasının sonucunda bu aşamaya gelmiştir. Bu imkanlar bugün vardır yarın olmayabilir, bu kaynaklar bugün vardır yarın olmayabilir, ama biz hem Hak-İş olarak hem Hizmet-İş olarak inşallah var olmaya devam edeceğiz, bunu şartlar ne olursa olsun hangi engeller çıkartılırsa çıkartılsın biz bunları aşarak geldik, 12 Eylülün faturasını ödedik zor günler yaşadık, sendikalarımız kapatıldı yargılandık, tam kendimize gelirken 28 Şubat süreci ile bir kez daha zorlu günlerden geçtik ama mücadelelerimizden taviz vermeden bugünlere geldik. Bizde bugün Türkiye’de işçi sendikaları içerisinde Üç konfederasyon dahil hepsinin sendikalar içerisinde bir numara olmuş bir sendika olarak mütevazi olmakta zorundayız, bu sayısal çoğunluk elbette ki önemli elbette ki bizi gururlandırıyor, son bir yıl içerisinde üye sayısını yüzde 65 artıran tek sendikayız, buda bize yetmiyor bugün halen 13 milyon sigortalının sadece 1 milyon 400 bini sendikalı Hak-İş’e düşen buradaki payda 450 bin dedi. Çok geniş bir alanda işçiler sendikasız onun için 13 milyon sigortalının içerisinde 160 bin üyeli bir sendika olarak çok da fazla övünmememiz gerekiyor” dedi. Mahmut Yıldız konuşmasına şöyle devam etti yapacak çok işimiz var 160 binlere 260 binleri ilave etmek zorundayız, sokağa çıktığımızda milyonların arkamızda olduğu bir Hizmet- İş ve Hak-İş’i hep birlikte geleceğe doğru taşıyacağız, taşeron işçilerin örgütlenmesinde Hak-İş bir numaraya oturdu. Bugün 200 binin üzerinde taşeron işçiyi örgütlemiş ve onların toplu sözleşmelerini devam ettirmeye çalışan bir yerdeyiz. Yapacak çok işimiz mücadele verecek çok alanlarımız var gelecek yıllarda inşallah sayısını artırmış gücünü perçinlemiş ve tüm çalışma hayatında Hak-İşi ve değerlerini getirmeyi ümit ediyoruz” dedi. Merhum Cumhurbaşkanı Özal “ Benim buraya oturmam her şey demek değil” dedi Daha sonra kürsüye gelen sendikanın onursal başkanı Hüseyin Tanrıverdi merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile daha önce hiç paylaşmadığı anılarını da  paylaştığı konuşmada Türkiye’de ilkleri gerçekleştiren bir sendika olarak bugün Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı Cuma namazı izni konusunu biz 1986 yılında Vezirköprü belediyesinde toplu sözleşme hükmü olarak koymuşuz, 30 yıl sonra Türkiye şimdi işçi, memur ne olursa olsun çalışanlarına ibadet özgürlüğü ve imkânını sağlayan bir düzenlemeyi gerçekleştirdi. Bugünkü konumumuz olan o zamanki Cumhurbaşkanı Kenan Evren, Başbakan’da rahmetli Turgut Özal’dı rahmetli Özal ile çok ciddi görüşmelerimiz olmuştur bu konuda ve benim buna karşı olmayacağımı biliyorsunuzdur, biliyoruz efendim dedim, ama yukarıdaki böyle istiyor dedi, onun isteği ne ise bize kendi ifadesi ile hoca olur, benimde hemşerim olur, gideyim anlatayım dedim dedi ki bu hemşerilik işi değil, bu farklı bir şey dolayısı ile yeni bir düzenleme yaptık, çalışanlar ferdi olarak yapamadığı haftalık ibadetleri için (Müslümanlar Cuma günü, Hristiyanlar Pazar günü, Museviler Cumartesi günü) ibadetlerini yapabilmeleri için gerekli kolaylık sağlanır dedik. Bu hüküm kabul gördü ve ondan sonra böyle devam etti. Rahmetli ile anılarımız devam etti Cumhurbaşkanı oldu hemen hemen ilk kutlayan bendim, telefonla aradım, bunu da hatırlattım, zaman geldi kendisini ziyarete gittik, ortamıza oturdu, sağında rahmetli Hak-İş başkanı Necati Çelik solunda genel sekreter olarak ben vardım, sayın Cumhurbaşkanım bana bir söz söylemiştiniz Başbakan ken hala kafamda ne demiştim dedi. Bu hükümleri bu kadar açık koymayın yaptığınız işi gizli yapın, sinsi yapın hizmet edeyim derken hizmetiniz engellenmesin, dedim ki siz kapatırım tehdidinde bulunmuştunuz hatırlarsanız, o benim sözüm değil dedi birilerinin sözünü aktarmış, neticede dedim ki bundan sonra serbest yaparız, bundan sonra herkes ibadetini özgürce yapar, sözleşmelere de hüküm olarak girer dedim, elini dizime koydu bak Hüseyinciğim benim buraya oturmam her şey demek değildir dedi ve uzun zaman sabrettik cenabı Allaha şükürler olsun bu günlere geldik dedi